1853 - 1890 yılları arasında yaşamış Hollandalı ressamdır. Sanat dünyasının en tanınmış ve en etkili şahsiyetlerinden biridir. Günümüzde dünyanın en iyi sanatçılarından biri olarak anılır. Çalışan köylüler, zeytin ağaçları, serviler, buğday tarlaları gibi yerel manzaralar çizmeye önem vermiş, iki binden fazla eser yapmıştır. Ressamların duyguları ifade edebileceğine ve bunların gerçekliğin bir taklidi olmadığına inanmıştır.
Karda Odun Toplayanlar, 1884
Sarı Ev, 1888
Dışarıda resim yapamadığında içeride portreler, otoportreler ve natürmort (cansız tabiat) düzenlemeleri yapmış; yiyecekleri, ayakkabıları, vazodaki ayçiçeklerini vs. resmetmiştir.
Vincent üzgün bir adamdı ve otoportrelerinde hiç gülümsemezdi, yine de kendisini birçok kez resmetmiştir.
Sanatçının, ressamlık kariyeri boyunca ilgi görmeyen, boya tüpünden direkt uyguladığı kalın katmanlı boyalarla oluşturduğu eserleri günümüzde paha biçilemez değerdedir. Kendine özgü üslubuyla, parlak renkler ve canlı, ifade dolu fırça darbeleriyle, kendinden sonra gelen modern görsel sanatları etkilemiştir. Duygusal gerçekliği sembolize ettiğini düşündüğü sarı rengi, yaşamı sembolize etmek için kullanmıştır.
Sarı Gökyüzü ve Güneşli Zeytin Ağaçları, 1889
Kazı Yapan İki Köylü Kadın, 1890
Van Gogh, çiğ renkler ve sert fırça darbeleriyle ünlü bir sanatçıdır. Eserlerine duygu, izlenim ve görsel doku katmak için impasto tekniğini kullanmıştır. İmpasto, fırça darbelerinin belirgin olduğu, boyanın yüzeyin bir alanına kalın bir şekilde yayıldığı kalın katmanlı boyama tekniğidir. Kuruduğunda impasto doku sağlar, boya tuvalden çıkıyor gibi görünür.
Yıldızlı Gece, 1889
Fırtına Bulutları Altında Buğday Tarlası, 1890
Sanatçı, resimlerinde çok sayıda tarzı denemiş, sonunda kendine özgü bir üslûp geliştirmiştir. Bir ara izlenimcilikten etkilenmiş Van Gogh'un "izlenimciliği" resmettiği anın ışık şiddetini ifade eden yansımaları (ışığın etkilerini) kullanmasıyla gerçekleşmiştir. Tablolarında renkler, tamamlayıcı renklerinin kontrastıyla birlikte algılanır, örneğin kırmızı ile yeşil, mavi ile turuncu, sarı ile mor "tam" bir imge oluşturur.
Arles'deki Yatak Odası, 1888
Saint-Rémy'de Manzara (Köylülü Çitli Tarla), 1889
Van Gogh, bir süre art izlenimciliğe yönelmiş, resimleriyle gerçekçilikten daha da fazlasını aktarmanın yolunu aramış, bir imgeden daha fazlasını, duygularını ifade etmeyi ummuştur.
Büyük Çınarlar (Saint-Rémy Yolunda İşçiler), 1889
Sanatçı, bazı resimlerinde, tuvale çok sayıda küçük renkli noktanın uygulanması ile uzaktan bakıldığında renklerin birbirine karıştığı optik bir etki bırakan noktacılık tekniğinin ögelerini kullanmıştır. (Bu ekolde, mavi ve turuncu gibi tamamlayıcı renklerin çarpıcı kontrastlar yaratması özelliği vurgulanır.)
Bir Restoranın İçi, 1887
Sanatçı, dışavurumculuk ve fovizm gibi daha modern görsel sanat akımlarını da etkilemiştir. Aynı zamanda sanatı ile bir duyguyu anlatabilme amacı taşıdığı için sembolizmin hazırlanmasına da katkıda bulunmuştur.
Ağaç Kökleri, 1890
Alpilles Önünde Zeytin Ağaçları, 1889
Saint Remy’deki Akıl Hastanesi ve Şapel’in Görünümü, 1889
Kırmızı Üzüm Bağı, 1888
Tutuklular Çemberi, 1890
Toprağı Kazıyan Kadın, 1885
Selvili Buğday Tarlası, 1889